12 adalar artık bizimdir vre Yorgos!
Lozan anlaşmasıyla giden adalar; Sibel Can, topuklu sandalet ve çakma Prada çantalarda taşınan 35’liklerle yeniden bizim kardeşlerim. Haydi, şükürler olsun.
Önce tam olarak neresidir, hangisidir bu 12 adalar ona bakalım. Madem hepsi yeniden bize geçti, bir fikrimiz olsun, ne aldık, ne verdik.
Komşumuz Yunanistan ile siyasi bir krize dönüşen ve Lozan Anlaşması ile bırakılan 12 ada, Ege Denizi’nde Sisam (Samos) ile Rodos arasında sırasıyla dizilmiş ada takımı. Toplam yüzölçümü 1244 km2 olan adalarda son 3 yıl öncesine kadar yaklaşık 200.000 kişi yaşamaktaydı.
Şimdilerdeyse Hale, Jale, Lale, bütün mahalle, atalarının izlerini sürmek; e gitmişken de birazcık kalamarın karnından, maviliklerin koynundan makas almak için adalarda.
Dolayısıyla sen çarp o nüfusu 7 düvel İstanbul’la, İzmir’le, Ankara’yla, Adana’yla.
Geri kalanımızsa önümüzdeki sayılı günlerde, kendimizi hangisine atacağımızı şaşırmış durumdayız, biliyorum. Paniğe gerek yok. Hepsine tek tek, sırayla gideceğiz.
Gideceğiz, geleceğiz.
Kültürümüzü, gürültümüzü, görgümüzü, kaprisimizi, müziğimizi tek tek aşılayacağız,
Gideceğiz, geleceğiz, bir sabah bir de bakacağız tüm adalar Türk olmuş.
Ay hadi işşallah!
HA GAYRET, 2 YAZ DAHA DAYANAMAZLAR!
Ama bazılarınızda bir tutukluk görmekteyim. Daha adaya varır varmaz, çıt çıkmayan sakin plajlara havlu serip ilişmeler, böyle usul usul garson bakınmalar, servis yoksa suyunu, frappe’sini arkadaki barakadan hallice tavernadan gidip kendi istemeler filan.
Olmaz. Bize yakışmaz.
İsteyeceksin. Emredeceksin. Sen paranın satın alabildiği her güce sahip kudretli Türk evladısın. 3 aylığını biriktirip gelmiş bir beyaz yakalı da olabilirsin, tamam, eyvallah!
Ama biliyor mu bunu Yorgo? Bilmesin. ¨Ahahahaha frapee 1 yuroymuş yaa¨ diye masanın üzerine bir teklik fırlat, havanı at, adamı ez ki, Türklüğümüze zeval gelmesin.
Bazılarınız çok başındasınız daha yolun yavrucum, görüyorum.
Teknelerle gelenler öyle değil bak. Hep bu feribotla ilk gelenler bozuyor işi.
İkiden üçten sonra açılıyorsunuz, neyse ki.
Misal, Symi’nin ünlü Türk (!) tavernası Manos’ta, daha Haziran ayında, bangır bangır Sibel Can (çaldırıp masasında yerli 70’lik bulunduran grup gördü bu gözler. Allah’ına kurban.
Ama tabi onlar idmanlı. Senin benim gibi mi?
Olacak, hepsi olacak.
12 adalar artık bizimdir vre Yorgos
Ondan sebep önümüzde kalan sayılı günlerde, biraz olsun tutukluğunuzu yenmeniz, korkularınızın üzerine üzerine gitmeniz için bir mini rehber hazırladım.
¨Adalar Türk Olsun¨ isimli 5 maddelik eserimi aşağıda şezlong başına bırakır, bir dalıp çıkar döndüğümde hepsinin okunmuş olmasını rica ederim. Zira, yazılı yapıcam.
¨Kardeş, aç ordan sen de bir Mythos, ben bi serinleyip geliyorum.¨
ADALAR TÜRK OLSUN – MİNİ REHBER
Biiç herşeydir. Biiçi’i olmayan plajdan asla denize girme. Tesis dediysek de bir anne, bir baba, iki de kardeşin işlettiği zavallı aile işletmeleri bunlar. Git sahibini bul. En önden şezlong, daimi ayağına servis, akşam üstü olunca DJ, tabii ki en önden bistro, masaya şişe ve buz kovası iste. Anlamazlarsa rezalet çıkart. Hem işletmenin, hem müşterilerin burnundan getir. ¨Siz bizim kim olduğumuzu biliyor musunuz¨un Yunancasını öğren ki o kadar çaban boşa gitmesin, anlamıyorlar.
Adalar’da servis çok kötü, düzeltsen düzeltsen, sen düzeltirsin. Ah tatlım ya, ne zor değil mi, hep aynı tabağa getirip getirip bir şey koyuyorlar. Ah sen yiyemezsin öyle saganaki’yle, barbunu aynı tabakta. Hatta servis de yok gelip ortaya bırakıyor, gidiyor namussuz. Daha yemeğe başlamadan çek karşına konuş. En az 3 garson yemek boyunca sizi masaya bakacak, tabaklar her serviste değişecek, bir dahaki gelişinizde de tüm ekip sizi tanıyacak!
Menü Türk olsun! Türkçe demiyorum bak, Türk olsun. İkisi farklı şeyler. Türkçe olma kısmını çoktaaan geçtik. Zaten öyle. ¨Ama Yunan yemeklerinden de gına geldi şekerim. Git, git, git aynı şeyler. İnsan şöyle bir acılı Adana, ciğer kavurma, ne biliim şalgam filan görmek istiyor.¨ Yunan Savunma Bakanlığı’na imza kampanyası filan mı başlatsak?
Topukluyla gezemiyorsan belediyeye başvur. Bak bu yeni çıktı, 6-7 yıl önceden gitmeye başlayanlar sandalete talim etti yıllarca da yeni nesil arkadan akın akın topukluyla geliyor. Hele o bazı Ortaçağ köyleri yok mu! Toptan yıktırmalı. Git Belediyeye anlat derdini, topukluyla gezemiyorum de, mağdurum de. Ben mi öğreteceğim yavrum size bunları?
Sen otellere layık insansın, pansiyonlar kapansın. Geçen gün DM yazmış bir okur instagram’dan. Artık böyle iletişiyoruz. Demiş ki, ¨Paros’ta 3 kız arkadaş, sizin tavsiye ettiğiniz pansiyona gittik, her şey tertemizdi ama bizim arabamızı alıp park edecek, sonra da geri getirecek vale hizmeti yoktu. (Bana kal geldi, cevap yazamadım, işşallah bu yazıyı okuyorsundur tatlım, ben senin yerinde olsam o an kapattırırdım o pansiyonu.]
Şimdi tüm bu bilgiler ışığında, haydi bakalım adalara. Hepsini hep birlikte
uygularsak 2 yaz daha dayanamazlar. Ondan sonra ¨yasas vre pedumu¨ değil,
öz be öz Türkçe ¨yansın buralar!¨