Yunan mutfağı, dünya mutfakları arasında kendini ispatlamış bir mutfaktır. Balkan ve Akdeniz mutfaklarının sentezlenmiş halidir. Yunan mutfağında doğal meyve ve sebzeler büyük rol oynamaktadır. Yunan yemekleri ve Yunan mutfak kültürü hem doğu medeniyetlerinden hem de batı medeniyetlerinden etkilenmiştir. Yunan mutfağı otantik tatlar ve aromalar açısından zengindir. Yunan topraklarının saf ve eşsiz kaliteli ürünlerine dayanan özel özelliklere sahip, yaklaşık 4000 yıllık bir geçmişe sahiptir. Mutfak sırları: kaliteli taze malzemeler, aromaların ince kullanımı , ünlü Yunan zeytinyağı ve sadelik! Yunanlıların şarap ya da uzo eşliğinde yemek yemek için masanın etrafında toplandığı saatler uzun süredir devam eden bir gelenektir. Yunanlıların evde, bir restoranda veya bir tavernada arkadaşlarıyla yemek yemeleri, derinden yerleşik bir sosyal gelenektir. Yunanca “sempozyum” kelimesi – Yunanistan’ın kendisi kadar eski bir kelime – kelimenin tam anlamıyla “arkadaşlarla içmek” anlamına gelir.
Kaliteli çiftlik ürünleri sepeti’ adı verilen ve Avrupa’da zaten bilinen yeni bir girişime göre Yunanistan’ın yöreleri içe ve dışa dönük bir sıra tanıtıcı kampanya düzenlendi. Bunun amacı, Koruma Altına Alınmış Orijin Adı (PDO) ve Koruma Altına Alınmış Menşe (PGI) olarak belgelenen kaliteli ürünlerinin tanıtılmasını yapmaktadır. Yöre gıdasının üstünlüğü işareti olan ‘Kaliteli çiftlik ürünleri sepeti’ tahıl, yumuşak ve sert çekirdekli meyveler, bakliyat, şarap, şifalı bitkiler, yem bitkileri, keçi sütü ürünleri yanı sıra et, mantar, balık, geleneksel ürünler gibi hayvansal ve bitkisel ürünleri kapsıyor.
Zeytinyağı
Zeytinyağı Akdeniz diyetinin temelini oluşturmaktadır. Geleneksel Yunan mutfağının temel maddesi olan zeytinyağı, beslenme alışkanlıklarında hakim rol oynar. Yunan zeytinyağı, dünyada, saflığı, sıra dışı tadı ve yüksek besin değeriyle tanınmaktadır.
Zeytinyağı, üretilme biçimi, kimyası ve tadına bağlı olarak sızma, doğal ve saf olarak sınıflandırılır. Yunanistan’ın yıllık yağ üretimi, %75’i en kaliteli yağ olarak bilinen sızma olmak üzere 430,000 tondan fazladır. İspanyadan sonra dünyanın en çok zeytinyağı üreten 2. ülkesidir.
• Yunanistan’da aşağı yukarı 120,000,000 zeytin ağacı bulunmaktadır.
• Yunanistan, uluslararası zeytinyağı pazarında sahip olduğu %16’lık payla dünyanın 3. büyük zeytinyağı ve sofra zeytini üreticisidir
• 13. yüzyılda dikilmiş bazı zeytin ağaçları günümüzde hala zeytin vermektedir
• Yunan mitolojisine göre, Athena ve Poseidon, şehre en güzel hediyeyi verenin, şehrin azizi olacağına karar verilmişler. Poseidon suyu hediye etse de, Athena’nın sunduğu zeytin ağacı diğer tanrılar tarafından daha değerli kabul edilmiştir.
• Zeytinyağı “güzellik yağı” olarak bilinmektedir. Vücut hücreleri, damarlara esneklik, cilde yumuşaklık ve parlaklık veren değerli yağ asitlerini yağdan alır.
Yeşil buruşuk zeytinlerde oldukça yaygın ve çok zengin bir tada sahip meze veya garnitür olarak mükemmel bir zeytindir, hiç acı değildir. Bütün, çentikli veya kırık olarak, salamura veya zeytinyağında muhafaza edilerek satılırlar.
Yunan Şarapları
İnsanlık tarihinde, temelleri bağcılık ve bağcılık üzerine kurulmuş kültürlerin pek çoğu olmuştur. Bugün bile pek çok insan içgüdüsel olarak şarabın kültürle eş değer olduğun düşünüyor. Tarihteki en uzun seyri olan Yunan şarap kültürü olmuştur.
Dünya’nın en eski bağlarından olan Yunan bağları, binlerce yıldır şarap üretmektedir. Ilıman Akdeniz coğrafyasındaki konumu sayesinde asma yetiştiriciliğine elverişli iklimsel koşullara sahiptir. Eski Yunanlılar şarabı doğanın bir hediyesi olarak keşfettiler ve onu bir sanat eserine dönüştürdüler. Yunan şarabı ve kültürüyan yana büyüyerek tarihe silinmez damgasını vuran zamansız hazineler haline geldi. Bizans Rumları tarafından benimsenen Hristiyanlık, başlangıçta antik Yunan kültürüyle karşı karşıya gelse de, sonunda iki antik Yunan değerini yaymak için diğer tüm araçlardan daha fazlasını kabul etmeye ve yapmaya başladı: antik dil ve Yunanistan’ın zengin bağcılık mirası. Zamanla, Bizans kültürü ve Hıristiyan Ortodoks sanatı, sembolizm ve asma ve şaraba atıfta bulunan referanslarla dolup taşan Yunanistan’ın vücut bulmuş hali haline geldi. Mozaikler, dini ikonlar, manastır tomarları, folklor sanatı ve demotik şarkılar, hepsi bu sembolizmin hatıralarıdır. Ege Denizi’nin ve Yunanistan’ın diğer bölgelerinin ünlü Bizans şarapları, yüzyıllar boyunca Batı’da bir fener gibi parlayan bir kültürün değerli elçileri oldular.
• Yunan şarapları, Yunanistan’daki birçok tarımsal ürün gibi uzun süreli bir geçmişin yanı sıra benzersiz bağcılık uygulamaları ve yerel üzüm çeşitliliğini kapsayan bir mirası sürdürmektedir. Bu özellikler, kendini insan düzeyinde modern şarap üreticiliğine adamış üreticilerin katkılarıyla birleşerek, Yunan şaraplarını eşsiz ve farklı kılmaktadır.
• Assirtiko, Moshofilero, Agiorgitiko, Ksinomavro ve diğer az bilinen yüzlerce çeşit yerli üzüm, Yunan şaraplarının zenginliğini ve sıradışılığını keşfetmek isteyen terbiyeli şarap severlere muhteşem bir arazi sunmaktadır.
• Nerdeyse tüm şaraphaneler, sayısız ödül kazanan Yunan şaraplarının ortaya çıktığı şarap yarışmaları ve tadım toplantılarına düzenli olarak katılarak, şaraplarını imrenilecek konuma getirmektedirler.
Yunanistan’da Peynir Çeşitleri
Dünyanın, farklı kullanım alanlarına uygun en iyi peynirlerinin bir kısmı Yunanistan’da üretilmektedir. Feta adlı beyaz peynirin yanı sıra, PDO koşullarında aynı derecede koruma altına alınmış diğer çeşitleri de denenmeye değerdir.
• Sert ve tuzlu Kefalotiri ve Graviyer, tatlı Manuri, taze Mizitra ve füme Metsovone gibi Yunan peynirleri, tamamen geleneksel ve nitelikli yollarla üretilmektedir. Tüm bu peynirler uluslararası pazara ihraç edilerek Yunanistan’ı önemli bir ihracat ülkesi haline getirmektedir.
• Yunan peynirleri, insan vücudu için gerekli olan elementlere ve yüksek besin değerlerine sahiptir. Yemeklerde, unlu mamullerde, başlangıçlarda, mezelerde, meyvelerde ya da sofra peyniri olarak kullanılabilirler.
• Tarihte bilinen ilk peynir yapımcısı, Homeros’un Odysseia’sında adı geçen Tepegöz’dür (Cyclop)
• Yunanistan’da kişi başında tüketilen yıllık peynir miktarı 25 kilo olmakla beraber, yine peynir sever Avrupalılar olarak bilinen Fransız ve İtalyanlarınkinden fazladır.
Sakız
Sakız Adası’nın sakızı PDO tarafından korunma altına alınmış olup dünyanın her yerine ihraç edilmektedir. Özellikle bir Ege adası olan Sakız’da yetişen sakız ağaçlarından elde edilen doğal ve kokulu bir reçinedir. Çiğneme sakızı olarak kullanılır fakat en önemlisi ilaç yapımında, kozmetik ürünlerde ve hatta mutfakta kullanılıyor olmasıdır. Farklı niteliği ve alışılmadık tadından dolayı, tatlı, reçel, dondurma, çikolata, sakız, diş macunu, şekerleme, unlu mamul, çay, kahve, süt ürünleri, makarna, sos, likör, uzo ve şarap gibi geniş bir ürün yelpazesinin yapımında kullanılır.
• Birçok Akdeniz ülkesinde sakız ağacı yetişmesine rağmen, Sakız Adası’ndakilerin dışında çok az ya da hiç sakız üretilmemektedir. Bu nedenle, Sakız Adası dünyada sakız üretilen tek yerdir. Bu da büyük ihtimalle toprağın volkanik yapısı ve iklimin etkisi yüzündendir.
• Sakızın tedavi edici özellikleri, tıbbın babası olarak bilinen Hipokrates tarafından, antik çağ kalıntılarında, sakız ve çeşni olarak kullanıldığının belgelenmesinden çok önce kaydedilmiştir.
Yunanistan’da Safran
Yunan kırmızı safranı (Krokos Kozanis) PDO tarafından korunmakta olup, kokusu, tadı, tedavi edici ve afrodizyak özellikleri sayesinde eski uygarlıklardan miras bırakılan en değerli baharatlar sınıfına girmiştir. Kuzey Yunanistan’ın Kozani ilçesi dünyanın safran yetiştiren sadece dört bölgesinin biridir. Yunan çeşidinin en üstün kalitesi ona hakkıyla ‘Akdeniz mutfağının çiçeği’ nitelikli adını verir. Toplama, sınıflandırma ve işleme süreçleri teknolojiden bağımsız gerçekleşmektedir. Sadece 100 gr safran üretmek için gerekli olan tepecik sayısı 50,000’dir. Knossos Sarayı’ndaki (M.Ö 1600) freskler açıkça, safran çiçeği toplayan bir kızı tasvir eder. Santorini Adası’ndaki Akrotiri arkeolojik sit alanındaki duvar süslemeleri, tanrıça olduğu düşünülen orada oturmakta olan bir kadına safran çiçekleri sunan safran toplayıcılarını betimler. Dahası, Homeros yazılarında tan vaktini “safran duvak” olarak adlandırır.
Yunanistan dünyanın en büyük organik safran üreticisidir ve Kozani safranı, Avrupa Birliği dışında, Avrupa çiftliği kaliteli ürünleri üretilmesini destekleyen bir kampanyada öne çıkan 15 tarımsal üründen biri olmuştur. İtalya, İspanya, Amerika ve Avustralya Krokos Kozani’nin başlıca pazar yerleridir. Eski zamanlardan beri, safran aroması ve canlı rengiyle bilinir, ancak çoğunlukla farmasötik ve afrodizyak özellikleriyle bilinir. Homer, yazılarında buna atıfta bulunurken, Kleopatra kozmetiklerinde kullandı.Safranı günlük hayatlarına dahil etmeye çalışmışlardır ve elde ettikleri sayısız faydası bulunmaktadır.
Yunanistan’da Balıkçılık ve Su Ürünleri Yetiştiriciliği
Yunanistan nitelikli balıkçılık geleneğine sahip bir ülkedir. 4,000 km’lik anakara kıyı şeridi ve 11,000 km uzunluğundaki ada kıyılarıyla yaklaşık 250 tür deniz canlısına ev sahipliği yapan Yunanistan suları, balıkçılık faaliyetlerine mükemmel koşullar sunmaktadır. Modern teknoloji balıkçılık endüstrisini dünya çapında değiştirmiş olsa da, Yunan kıyı balıkçılarının büyük çoğunluğu hala geleneksel metotlarla avlamaktadır ve balıkçılık tutkunlarının seçimlerine Yunan balıkçılığını dahil ederek onları onurlandırır.
Yunan balıkçılığı her yıl 130,000 ile 160,000 ton arası balık ve deniz mahsulü çıkarmaktadır. Bunun yaklaşık %90’ı Ege Denizi’nden çıkarılmaktadır. En yaygın türler arasında; sardalya, hamsi, çipura, levrek ve Akdeniz midyeleri yer alır.
Ayrıca Yunan denizlerinin çoğunluk tarafından Yunanistan’ın havyara cevabı olarak düşünülen ve PDO tarafından koruma altına alınmış geleneksel bir balık yumurtası olan Avgotaraho gibi birçok eşsiz lezzetin de kaynağıdır. Füme alabalık, füme yılan balığı ve benzeri birçok korunmuş balık türü, ülkenin gıda ihracat pazarının gelişen parçası olmanın yanı sıra, en çok takdir gören yerel tatlarıdır.
Su ürünleri yetiştiriciliği, Yunanistan’ın birincil sektör üretimine önemli bir katkı sağlar. Özellikle deniz ürünleri yetiştiriciliği, ülke ekonomisine katkısını giderek arttırmaktadır. Yunanistan, Avrupa Birliği ve Akdeniz ülkeleri arasında, ticari su ürünleri yetiştiriciliğine elverişli balık çeşitliliğiyle ilk sırada yer alır ve deniz ürünleri yetiştiriciliği Yunanistan’ın yiyecek içecek ihracatında 2. sırada gelir. Yunanistan’ın üretimin %80’ini İtalya, İspanya ve Fransa’ya ihraç ettiği tahmin edilirken, son zamanlarda Orta ve Kuzey Avrupa’dan da talep artmaktadır.
Yunan balıkçılığı ‘Akdeniz Şampiyonu’ sayılır. Balık bazen birinci gelmekle beraber, zeytinyağından sonra ikinci büyük tarımsal ihracat ürünüdür. Ülke, ürünlerinin %85’ini ihraç eder ve bazı ürünler için dünya çapında üretimin yarısına sahiptir.
Mantarlar
Alp ormanlarında veya dağlık alanlarda, buzullarda veya hinterlandında, nehir veya göl kenarlarında her yıl yüzlerce yabani mantar türü yetişmektedir. Onları yılın bu zamanında toplamak safari benzeri bir maceraya dönüşüyor; ve ihale ve büyük mantarlar kupanız olacak.
Yunanistan’daki 2.200 mantar türünden sadece 150’si yenilebilir. Yunan yabani mantarları en üst kalitedir ve mineraller ve eser elementler açısından da zengin biyolojik değeri yüksek bir protein gıdası oldukları için çok lezzetli, sağlıklı ve besleyici bir üründür. Bunları günlük tariflerinize ekleyin ve lezzetli yemekler yapın ya da gurme tarzı varyasyonlarda tadını çıkarın.
Ülke genelinde, mantarların gizemli dünyasını keşfetmek isteyenler için ormanlara rehberli turlar düzenleyen kulüpler var. Batı Makedonya Bölgesi, özellikle Grevena bölgesi, yerel halk mantar hasadı konusunda uzman olduğu için en fazla mantar çeşidini bulacağınız yerdir. Onlar sayesinde, bölgeleri Yunanistan’dan ve yurtdışından turist/mantar toplayıcıları cezbetmektedir.
Sezar mantarı [Amanita Caesarea]
Kabuklu deniz ürünlerini andıran ilahi bir tada sahip çok nadir bir mantar türüdür. Antik Yunan ve Latin yazarlar, bu lezzetli mantarın besin ve mutfak değerini övdüler. Harika mutfak heyecanları sunabilen bu büyülü yabani mantarın sırlarını keşfedin, ancak aynı zamanda “bütün mantarlar yenilebilir, ancak bazıları…. sadece bir kere”!
Yunan yoğurdu
Zengin, zamansız, çok besleyici ve Taze sütün kesilip bakterilerle fermente edilmesinden elde edilen yoğurt, antik çağlardan beri Yunan tarım geleneğinin en güzel ürünlerinden biri olmuştur. Kalın, kremsi ve süper lezzetli Yunan yoğurdu, küçük süt ünitelerinde saf koyun sütünden yapılır. Daha büyüklerinde, ister yağsız ister yarım yağlı olsun, genellikle taze inek sütü ile yoğurt yaparlar. Ayrıca çocuklar için sağlık ve büyümeyi destekleyen maddeler ekliyorlar veya süzülmüş inek sütü (%0-10 arasında değişen yağ dahil) ve süt kreması ile yapıyorlar, hatta besin değerini artırmak için çöl olarak meyve ve tahıllarla eşleştiriyorlar. kapasite. Son birkaç yılda Yunan süzme yoğurdu dünyayı fethetti ve dünya çapında satışlarda şaşırtıcı bir artışa işaret etti. Yunan mutfağı ve Yunan yoğurdu yüzyıllardır flört ediyor. Pirinç yemeklerinde ve baharatlı çerezlerde tanıştılar. Izgara ve kızarmış sebzelerde, köftelerde ve ızgara etlerde sevişmişler. Beşamel sosun yanı sıra salatalarda, tavuk veya dana yemeklerinde sos olarak aşkla yatmaktadırlar.
Baharatlı tuzlu turtaları varken, sarımsak ve salatalıktan yapılan mezeleri dünya çapında tzatziki olarak ünlüdür . Yunanistan’ın bazı bölgelerinde, taze yaz çorbaları için yoğurt servis edilir. Tatlı ve narin olduğu kadar balı, kaşık tatlıları, taze ve kuru meyveleri ilahi tadı ve özel dokusuyla baştan çıkarmıştır.
Agistri Adası’nın Geleneksel Ürünleri
Saronik Körfezi’ndeki bu yeşil ada, kesinlikle görülmeye değer, daha az bilinen bir destinasyondur. Özellikle bir doğa tutkunuysanız, sık çam ağaçlarının arasından kıvrılan patikalarda yürüyüşünüzün keyfine varacaksınız. Yolunuz boyunca havayı güzelleştirecek pek çok kokulu bitki var. Birçoğunun değerli özellikleri vardır ve adadaki ilk yerleşimciler bunlarla çeşitli iksirler, lapalar, merhemler ve bitkisel ilaçlar oluşturarak onları bir dizi hastalığı tedavi etmek için kullanmayı öğrenmişlerdir. Papatya , kekik , biberiye , birçok kekik çeşidi ve adaçayı Agistri’yi keşfederken kokuları sizi takip edecek bitkilerden bazıları. Adanın taşlık ve sahil bölgeleri kapari çalıları tarafından tercih edilmektedir.
Çok zengin bir tada sahip meze veya garnitür olarak mükemmel bir zeytindir, hiç acı değildir. Bütün, çentikli veya kırık olarak, salamura veya zeytinyağında muhafaza edilerek satılırlar.
Çam Balı
Doğu Akdeniz havzasında üretilen bu özel bal çeşidinin kaynak alanları adadaki geniş çam ormanı alanlarıdır; eser elementler açısından zengin, çok hoş kokulu ve son derece besleyicidir.
Şarap
Farklı üzüm çeşitlerinden, ancak çoğunlukla çam reçineli (retsina) veya reçinesiz Roditis çeşidinden şaraplar.
Tsipouro
Güçlü yerel tsipouro (bir tür damıtılmış içki) adanın çeşitli üzüm çeşitlerinden üretilir ve adada geleneksel bir rakokazanoda (damıtma kazanı) hazırlanır.
Taze Balık
Ada kıyılarında ve Saronik Körfezi’nde yakalanan taze balık.
Simi Adası’nın Geleneksel Lezzetleri
Deniz kenarındaki pitoresk tavernalar, kaliteli restoranlar ve geleneksel uzo ve meze tavernaları, taze balık ve deniz ürünlerinin göze çarptığı leziz tatlarla size hitap edecek. Üstelik dereotu ile nohut, baklalı lahana dolması, balık köftesi, keçi peyniri ve diğer güzelliklerin tadını çıkaracaksınız. Gerçekten kaçırmamanız gereken şey, Simi denizinin sonsuz güzelliğinden gelen meşhur küçük karideslerdir.
Ioannina Adası’nın Geleneksel Lezzetleri
“Ioannina’daki Paşa gibi yaşamak” ifadesi, bir kişinin yaşamın sunduğu mutlak en iyinin tadını çıkarması anlamına gelir. Cetvel unvanına sahip olmak yeterli değildir; o da Yanya’da yaşamak zorunda. Ioannina’nın her zaman zengin ve aristokrat bir şehir olduğu fikrinin konuşma dilindeki damıtılmasıdır.
Ioannina’nın gastronomik zevkleri en talep kârları bile tatmin edecek. Epirus dağları, en iyi temel malzemeleri tamamlamak için serbestçe kullanılan çok çeşitli baharatlar ve otlar sağlar. Tabii ki, yılan balığı ve alabalık gibi gölden çıkan balıklar sofistike yöntemlerle pişirilir ve özel bir lezzet olan kurbağa bacağı ile birlikte Ioannina mutfağının ayırt edici özelliğidir.
Geleneksel Ioannina tatlıları Yunanistan genelinde ünlüdür. Ünlü’sker bourek’ veya ‘şekerli turta’ , olağanüstü lezzetli baklava ve diğer şerbetli hamur işleri, ziyaretçileri büyüleyecek lezzetlerden sadece birkaçı.
Yalnızca Ionnina’da üretilen ve başka hiçbir yerde yapılmayan bir ürün, alkolsüz bir likördür . Bu tamamen benzersiz likör, organik sirke, nektar, meyve şurupları ve şifalı otların bir karışımına dayanmaktadır. Genellikle kırılmış buzla içilir ve eğer denerseniz, bir içeceğin sarhoş edici olması için alkol içermesi gerekmediğini yakında keşfedeceksiniz. Kasabadaki geleneksel kahve dükkanları, meyve ve çiçeklerle tatlandırılmış bir tür tatlı şarap olan şerbeti dedikleri şerbeti de sunuyor.
Limnos Adasi’nin Geleneksel Lezzetleri
Adanın antik tarihi, şarap, peynir (PDO veya değil), olağanüstü kekik balı, buğday ve eski bir yerel buğday çeşidinden yapılan çok lezzetli mavragani unu gibi en kaliteli yerel ürünlerle yakından bağlantılıdır. Bu ürünler yerel gastronomik geleneğin atan kalbidir.
Adanın peynir üretiminde köklü bir geleneği vardır. Ve süreç boyunca izlenen adımlar benzersiz kalite ve lezzeti garanti eder. En ünlü ürünleri Kalathaki Limnou, Melichloro ve Feta peyniridir. Kalathaki Limnou, bir PDO geleneksel beyaz tuzlu peynirdir. Küçük dokuma hasır sepetler (kalathaki) eski zamanlarda peynire son şeklini vermek ve süzmek için kullanılırdı. Melikloro (veya Melipasto), süzüldükten sonra, yılın düşük atmosferik nemin (ilkbahardan sonra) olduğu bu zamanlarda gölgeli yerlerde kurumaya bırakılan koyun sütünden yapılır. İlk aşamada peynir yarı kuru bir doku kazanır ve dehidrasyon ilerledikçe peynir sertleşir. Makarnaya güzel bir eşlik eder, harika bir saganaki yemeği yapar ya da yemeğinizin yanında yunan usulü tadını çıkarın.
Limnos, arıcılık ve yerel alanda çok uzun bir geçmişe sahiptir. Bal kehribar rengindedir, kalın bir dokuya, hoş bir kokuya ve yoğun bir tada sahiptir. Tatlı kekik kokar ve en kaliteli Yunan balı olarak kabul edilir. Adada üretilen un mükemmel kalitededir ve çeşitli ebat ve türde buğday ve arpa peksimetleri ve kurabiye yapmak için kullanılır. Denemeniz gereken diğer iki ünlü ürün flomaria (yerel bir makarna türü) ve trachanas (genellikle tahıl ve sütten yapılır).
Yunanistan’da Şaraplar ve Alkollü İçkiler
Antik çağda Mithymna’dan gelen şarabın sadece Olympos tanrıları tarafından içilen ambrosia olduğuna inanılıyordu. Baharda mis gibi kokan Limnos, Ege’de yüzen çiçeklerden bir halıyı andırır. Truva Savaşı sırasında Homer, İlyada’da yerel şarapların insanlar üzerinde nasıl karşı konulmaz bir büyü yaptığından bahseder. Bugün yerel üzüm çeşitleri , güzel aroma ve tatlara sahip mükemmel şaraplar üretiyor ve itibarları dünya çapında. En kaliteli beyaz şaraplar ve tatlı şaraplar, adanın volkanik arazisinde beyaz aromatik bir üzüm çeşidi olan Moschato Alexandrias’tan yapılır.
Bu çeşit, Uluslararası şarap yarışmalarında ve sergilerinde ödül almış, Korumalı Menşei Markası şarapları üretir. Kırmızı üzüm çeşidi Limnio (Kalampaki yerel adıdır) doğu Limni’de yetiştirilmektedir.
Şarap yapımının yanı sıra, lakaria olarak bilinen yerel içki fabrikalarında tsipouro ve uzo alkollü içecekler de üretilmektedir. Izgara ahtapot, deniz ürünleri ve diğer yöresel lezzetlerin yanında uzo için ya da kayaların üzerinde deneyin.
Tavsiye!! Her yaştan insanın gözdesi Loukoumia’yı ve 1912’de dönemin başbakanı Eleftherios Venizelos’a adaya bağımsızlığını kazandıktan sonra adaya gelen kadınlar tarafından sunulan yerel bir tatlı olan venizelika’yı da deneyin!
Skiathos Adası’nın Geleneksel Lezzetleri
Geçmişte balıkçılar denizin hazinelerini çiftçilerin sebzeleri ve yağıyla değiş tokuş ettiler. Bu takas, deniz ürünlerine ve “horta”ya (yabani yeşilliklere) dayalı mis kokulu bir mutfak yarattı; balık güveç (dentex, beyaz orfoz, esmer orfoz ank maymunbalığı), sardalya ile fava (sarı bezelye püresi), kabak ile “tsoflia” (yerlilerin kerevit ve ıstakoz dediği) ve dağlardan “horta”. Pazı, devedikeni, frenk maydanozu, sayısız yabani yeşillik, deniz mahsulleri ile sihirli bir şekilde bir araya gelerek mekanın aromalarını ön plana çıkarıyor. Birçok çeşit balık ve deniz ürünü bulacaksınız .kayalık koylarda ve küçük adacıklarda. Lalaria ve adacıkların etrafındaki alan, Tsougrias veya Kastro’da balık tutmak için ideal kabul edilen noktalardır. Teknelere karşı kasalara yerleştirilmiş, çorbalar ve ızgaralar için pelajik balıklar, kızartma için alt besleyiciler, kalamar, kerevit, karides, ıstakoz, midye ve midye erken ışıkta parlıyor. Çeşitli şekillerde pişirilirler: “horta” ve soğan ile kalamar, kabak ve domates ile kerevit, “horta” ile ıstakoz yiyebiliriz. Deniz ürünlerine sebze ve “horta” eşlik ediyor, eklenen otlar sayesinde her biri özel baklagiller ve farklı soslar, en çok adada bolca yetişen rezene. Yeşil zeytinler rezene ile de marine edilebilir. Yabani “horta” da çok lezzetlidir ve deniz ürünleri ile iyi gider.
Ve bol miktarda “horta” olduğu için, “kalapodia” denilen geleneksel yufkayla yapılan “ hortopita ” da var. İki büyük yazar Papadiamantis ve Moraitidis’in kökenini tartıştığı spiral şekilli “ tiropita ”nın (peynirli turta) da tadına bakabilirsiniz. Biri “Skiathos”, diğeri “Skopelos” dedi. “Aspro” ince kıyılmış badem, şeker şurubu ve limonla yapılan geleneksel bir tatlıdır. İşin sırrı şurupla karıştırılmasında. Beyazlaşana kadar iyice dövülmesi gerekiyor. Geleneksel olarak Skiathos’taki festivallerde ev yapımı ceviz veya vişne likörü servis edilir. Adanın büyüleyici çevresinde, “roditis” ve “malagouzia” üzümlerinin hakim olduğu kaliteli şarap bulacaksınız.
Geleneksel Girit Mutfağı
Geleneksel Girit yemekleri her zaman yerel malzemelerle hazırlanmış, çiğ veya mümkün olduğunca basit hazırlanmış – ızgara veya fırınlanmış. Antik çağlardan beri Girit mutfağı birkaç temel unsura dayanmaktadır: zeytinyağı, otlar, balık ve deniz ürünleri, keçi veya kuzu eti, adada yetişen sebze ve meyveler. Daha sonra bunlara Venedik ve Osmanlı etkileri eklenmiş ve bu da özel bir mutfak oluşturmuştur. Girit’te, Yunanistan anakarasının her yerinde bulunan birçok yemek vardır, ancak bazıları sadece bu bölgeye özgüdür. Bugün geleneksel Girit diyeti dünyanın en sağlıklılarından biri olarak kabul ediliyor, bu nedenle Girit tavernalarında yemek yemeden ayrılamazsınız. Girit mutfağının özü, doğal kaynaklardan elde edilen yiyeceklerden oluşurken, hayvansal kökenli yiyecekler doğada daha peri ferikti. Genel olarak, insanlar daha geniş yerel alanda bulunan ve minimum işlem görmüş veya hiç işleme tabi tutulmamış mevsimlik ürünleri tüketmiştir. Geleneksel mutfak adada 1960’lı yıllara kadar yaygındı, yaşam standartlarının artmasıyla birlikte beslenme alışkanlıkları daha fazla et ve diğer hayvansal ürünlere doğru değişti.
Yöre ikliminin tercih ettiği taze meyve ve kuru meyveler, bakliyatlar , endemik yabani otlar ve aromatik bitkiler ve kaba tahıllar o dönemde bol miktarda tüketilmiş ve Girit mutfağının temelini oluşturmuştur. Süt ürünleri günlük olarak düşük ila orta miktarlarda tüketildi. Kümes hayvanları ve balıklar haftalık olarak makul miktarlarda tüketilirken, kırmızı et ayda sadece birkaç kez tüketildi. Girit mutfağının bir diğer önemli özelliği, yemeklere eşlik eden ağırlıklı olarak kırmızı şarap olmak üzere ılımlı alkol kullanımıydı. Son olarak, en yaygın tatlı yoğurt ve taze meyveler olurken , bal bazlı geleneksel hamur işleri haftada birkaç kez tüketilir
